Sirkeci, marmaray, balık ekmek

Metroya bindik mi yarım saatte Sirkeci'de olabiliyoruz marmaray aktarmasıyla. hadi gidelim mi? hem arabayla trafikte kalmak da yok.. hadi mi hadi.. metro kalabalık.. marmaray ondan beter.. haftaiçi öyle kalabalık görmedim. Sirkeci'ye vardık. her yer anababa günü..  çok severiz kalabalığı zaten. aman nerden kaçsak nereden gitsek derken. hiç bişeye bakamadan kalabalığın içinden sıyrılmaya çalışmakla uğraştık ;))

Sonunda kendimizi balık ekmek teknelerinin önüne dar attık :)

Çınar acıkmış. Balık ekmeğini afiyetle yedi, neredeyse tamamını..

Yürüyerek Karaköy'e geçtik. Balık tutanlara ve tuttukları balıklara baktık. o pis denizin içinden ne koca balıklar tutmuşlar...

Karaköy'de Güllüoğlu'na uğrayıp tatlılarımızı da afiyetle... Çınar da yılın ilk dondurmasını yemiş oldu. Bu sayede günü çok güzel geçmiş oldu. "Bugün en güzel günüm" diyebildi :))
Tekrar Maramaray'a binmeyelim.Vapur sefası yapalım...

Sömetrede oyungrubu buluşması..

İrem arkadaşımız bu yıl şehir dışına taşındığından buluşmalarımız mümkün olmuyor.. Tatilde İstanbul'u ziyarete gelmelerini fırsat bilip buluştuk.. Çocuklar birbirlerini özlemişler.. Çok oynadılar... Üzerine bir de kurabiye yapma faaliyeti hazırlamış Tuğçe..

Önce hazırladılar. sonra da afiyetle yediler... Üç boyutlu film izlerken hem de... :))

Çınar'ın piyano denemeleri.. Biz de alacaktık piyano kitabından ama henüz alamadık..(Bu kaydı iki ay sonra hazırlamış olmama rağmen..)
Tekrar buluşmak üzere...

Assos Behramkale

Bir akşamüstü Assos Behramkale'ye geçelim istedik. Her sene Altınoluk'a geliyoruz ancak buraya en son ve ilk kez nişanlıyken gelmişiz 12 sene önce.. O zaman henüz yukardaki kazı alanı açılmamıştı.

 

 

Müze alanına girerken Çınar'a da bilet veriyorlar. Elinde özenle taşıyor tüm gezi boyunca ;)) 

Her yere hakim bir manzarası var. Harika...

 

Çınar bizi şaşırtarak acıktığını söylüyor. Oraya özel bir krep-börek cinsi birşey istiyoruz. Adını tam hatırlayamadım. Avcı böreğiydi galiba. Bir taneyi bitiriyor, ikinciyi isteyince akşam yemeğine bizi bekleyen annemlere geç kalıyoruz. Ama Çınar'ın yediği öğrenince bizi affediyorlar. ;))

Kurulu tezgahlardan ahşap kınlı kılıç almadan edemiyoruz maalesef.. Kılıçla savaş oyunlarımıza bir yeni silah daha katılmış oluyor.. :)

Ayvalık Sarmısaklı Plajı ve ayvalık tostu ;))

Çekirdek aile olarak ilk defa Ayvalık'a geliyoruz. Bir aile pozumuz olsun istedik. ama Çınar istemedi. Zorla çekilen pozlar bu kadar olur.. ;))

 Akşam olmuş nerdeyse ve henüz hiç birşey yememiş olan Çınar nasıl olduysa karmakarışık Ayvalık tostunun hepsini bitirdi ve çok sevdi. İlk defa bilinçli olarak peynir yemiş oldu. Ama sadece Ayvalık'ta kumlu plajda yermiş. Daha sonra evde yapıp yedirme çabalarım sonuçsuz kaldı. ;)) 

Maşallah diyelim.. 

Kumlu denizi bulunca oynamaya doyamayan Çınar. ;))

Balkon bahçeciliği ;))

 Bardakta pamukla çimlendirdiğimiz fasulyelerden birini küçücük bir konserve kutusuna ekmiştik. Çınar bitkinin büyüme aşamalarını görsün diye.. O minicik kutusunda çiçeklendi fasulyemiz.

 Aşılı böğürtlen diktiğimiz saksının dibine geçiş yaptı bu vesileyle fasulyemiz.
Ardından çiçekler fasulyelere dönüştü beklenmedik biçimde. Şimdi dört tane minicik fasulyemiz var.

 Pişirip yemek yaptığımızda da ekleriz kaydımızı... ;))

 Bir de maydanoz tohumları dikmiştik balkon saksısına.. Çimlenmeleri yeşermeleri çok uzun sürdü. İlk maydanoz yapraklarını açtıkları zamandan bu foto. Şimdi bir kaç yapraklılar ama çok sık ekmişiz sanırım. İncecik yapraklar, insan kıyıp toplayamıyor. Üç beş tanesini aynı anda götürüyorsun ağzına ancak maydanoz tadı veriyor.. :))
İşi büyüttük: atölyede de roka ve dereotu ektik aynı şekilde. Rokaları Çınar, dereotlarını ben ektim. Rokalar üç günde çimlendiler. Dereotlarından ses seda yok..  bekliyoruz..

Bu da Çınar'ın balkonda taze çileklerle milkshake keyfi. Çilek, süt ve bi kaşık dondurma çırpılarak muhteşem üçlüyü oluşturdular. Bi de hasta olmasak hergün yeriz de..