Çok uzun zamandır görüşemediğimiz oyun grubu arkadaşlarımız karlıtepemizde kaymaya geldiler.. Ne de iyi ettiler. Bu sayede biz de günlerdir ilk defa dışarı çıkmış olduk. Naylon torbalarımızla önce Çınar'la biz kayıp gösterdik. Kızlar önce biraz istemediler. Ege abileri başta çok saçma dediyse de sonra kayma zevkini tattı. Dışardan bakınca saçma gelebilir aslında. Düğünlerde oynama olayı da dışardan bakınca saçma geliyor mesela bana. Ama önemli olan senin o an ne kadar keyif aldığın. Ne kadar çok bağırır ne kadar çok kaptırırsan kendini o kadar keyif alıyorsun. Benim karda kayma yuvarlanma kar topu savaşına tutma olayıma daha fazla kimse dayanamadı. Fotoğraf çekmek için o dakikalardan fedakarlık edemedim açıkçası. Bu foroğraflar ancak çok az bir kısmını yansıtabilir keyfimizin.
Ece Sultan her zamanki kokoşluğuyla yakıyor ortalığı. (Bu arada gözlüğünü bizde unutmuş maalesef.)
Çınar daha önceden deneyimli olduğundan bıraktı kendini karlara. Torbayı tutup vıınnnn....
Ela ilk kayma denemesinde..
Ece ilk kayma denemesinde..
Ege bir süre sonra her tür kayma modunu denemeye başlıyor...
Asıl kısım çocuklarla benim boğuştuğumuz kısım. O fotoğraflar Tuğçe'de vardır sanırım. Ama Tuğçe'cim falsolu foto varsa aman diyim ;)) Bana kar topu atanları bir bir yatırdım yuvarladım yere. Bir baktım hepsi bana kar topu atma peşinde. Hepsini bir güzel yuvarladım ben de. Kar yerimizi kapladı. Kardan insanlar olduk hepimiz. En son nasıl yuvarlandıysam ben de kendimi durduramadım. Havuzun kenarında buldum kendimi. Yuvarlanmak çok güzel de sonra başın dönüyor kalkamıyorsun ayağa :)))
Karda oynama faslı bitince hemen göndermedik arkadaşlarımızı evimize davet ettik. En kolayından bir makarna haşladık. Kızlar sofrayı hazırlamamda bana yardım ettiler. Çatalları kaşıkları ve peçeteleri yerleştirdiler. Peynir tabağını, zeytin tabağını, nihaleyi masaya bir güzel yerleştirdiler. Çınar da en son labne kutusunu Ece'nin elinden kapmış masaya götürmek için. Annenin kızlara aferin demesine dayanamadı sanırım. ;)) Çınar hariç hepsi bir güzel yediler. Afiyet şeker olsun. (Çınar onlar gittikten sonra uçamayan ejderhayı[Ejderhanı nasıl eğitirsin] izlerken yedi yemeğini.)
Yemekten önce Avustralya oyununu oynadık. Yemekten sonra da Zıp Zıp Kurbağa oyununu oynadık. Kalabalık olunca oyunlar daha bir keyifli oluyor. Tekrar teşekkürler. Her zaman bekleriz arkadaşlar!!!
Azıcık daha fotoğraf için tık tık.
kar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2 Şubat 2012 Perşembe
31 Ocak 2012 Salı
Kardan dolayı evde mahsur kaldık...
Üç gündür hiç durmaksızın kar yapıyor bizim burada.. Yerler ve heryer bembeyaz... Yollar tuzlansa da cesaret edip dışarı çıkamıyoruz.. Zorunlu kar tatili yapıyoruz ama bu kadar zaruret sıkıyor beni artık.. Çınar'la evde başbaşayız. Yapmadığımız oyun, şaklabanlık, aktivite, ders, çalışma kalmadı....
İşte bugün yaptıklarımız.. Meraklı Minik Şubat 2011 sayısından.. Dergi sonuna kadar okunur, içindeki alıştırmalar ve bulmacalar yapılır.
Avustralya kıtasına hangi araçlarla gidilir? Deniz ve havayolu araçları bulunur adanın etrafına yapıştırılır.
Kangurular önce ot yiyip, sonra su içip en son da ağaçların altına dinlenmeye hangi yoldan gitmelidir?
Denizaltındaki canlılar incelenir. Soytarıbalığı, denizyoldızı, yengeç ve deniz tavşanı resimde kaç tane varsa, o kadar kutucuk boyanır.
Bir minik Avustralya kitapçığı yapılır.
Avustralya hayvanlarıyla tombala benzeri bir oyun.. Bu oyunu Çınar'la beraber hazırladık. Bir sürü kesme çalışması yapmış oldu Çınar. Çünkü 72 adet hayvan kartı var. 6 adet de üçlü kombinasyonlu hayvan kartları=tombala kartları misali. Aralarındaki kırmızı çizgiler geyet kalın olduğundan bütün kesme işlemlerini Çınar yaptı.
12 yüzlü zarı yapmak ise biraz güç gibi benim için bile. ;)
12 yüzlü zar. Çınar kendi kartındaki hayvan geldiği için elleriyle sevinç dansı yapıyor. Sanırım Rüya ablasından öğrenmiş bu hareketi. ;) Çınar oynamaya başlayınca ben söylemeden daha önce oynadığımız yemek tombalasına benzediğini söyledi. otomatik olarak mantık kurma, bağlantı kurma olayı anneyi sevindirdi :))) Bu arada bu oyunda çinko yerine "koala", tomabala yerine ise "Avustralya" diye bağırıyorsun.
Masamızın üstü çalışmalarımızla dolu...
Poz vermeyen Çınar'ı anne bir şekilde yakalamış.
Biraz yamuk yumuk da olsa kartları kesmeyi becerdi Çınar bey. Daha çok çalışmak lazım...
Bu da National Geografic Kids dergisinden bir origami anne fok ve yavrusu.
Meraklı Minik'ten bir kartpostal. Anne kangurunun cebinden yavrusu da çıkıyor.."Cee" yapıyormuş Çınar diyor..
Ayrıca bugün Şekiller kitabından dikdörtgenleri de çalıştık. Dün de çember ve kareyi çalışmıştık. Aslında Çınar şekilleri çok iyi biliyor çok çok minikliğinden beri. Ama boyama alıştırmalarını yapmaya pek hevesli değil son zamanlarda. Dinozor nokta birleştirme kitabını yapmak istiyor. Ben de fırsattan istifade ederek önce bu kitapların bitmesi gerek diyorum. Bakalım ne kadar sürecek.
İşte bugün yaptıklarımız.. Meraklı Minik Şubat 2011 sayısından.. Dergi sonuna kadar okunur, içindeki alıştırmalar ve bulmacalar yapılır.
Avustralya kıtasına hangi araçlarla gidilir? Deniz ve havayolu araçları bulunur adanın etrafına yapıştırılır.
Kangurular önce ot yiyip, sonra su içip en son da ağaçların altına dinlenmeye hangi yoldan gitmelidir?
Denizaltındaki canlılar incelenir. Soytarıbalığı, denizyoldızı, yengeç ve deniz tavşanı resimde kaç tane varsa, o kadar kutucuk boyanır.
Bir minik Avustralya kitapçığı yapılır.
Avustralya hayvanlarıyla tombala benzeri bir oyun.. Bu oyunu Çınar'la beraber hazırladık. Bir sürü kesme çalışması yapmış oldu Çınar. Çünkü 72 adet hayvan kartı var. 6 adet de üçlü kombinasyonlu hayvan kartları=tombala kartları misali. Aralarındaki kırmızı çizgiler geyet kalın olduğundan bütün kesme işlemlerini Çınar yaptı.
12 yüzlü zarı yapmak ise biraz güç gibi benim için bile. ;)
12 yüzlü zar. Çınar kendi kartındaki hayvan geldiği için elleriyle sevinç dansı yapıyor. Sanırım Rüya ablasından öğrenmiş bu hareketi. ;) Çınar oynamaya başlayınca ben söylemeden daha önce oynadığımız yemek tombalasına benzediğini söyledi. otomatik olarak mantık kurma, bağlantı kurma olayı anneyi sevindirdi :))) Bu arada bu oyunda çinko yerine "koala", tomabala yerine ise "Avustralya" diye bağırıyorsun.
Masamızın üstü çalışmalarımızla dolu...
Poz vermeyen Çınar'ı anne bir şekilde yakalamış.
Biraz yamuk yumuk da olsa kartları kesmeyi becerdi Çınar bey. Daha çok çalışmak lazım...
Meraklı Minik'ten bir kartpostal. Anne kangurunun cebinden yavrusu da çıkıyor.."Cee" yapıyormuş Çınar diyor..
Ayrıca bugün Şekiller kitabından dikdörtgenleri de çalıştık. Dün de çember ve kareyi çalışmıştık. Aslında Çınar şekilleri çok iyi biliyor çok çok minikliğinden beri. Ama boyama alıştırmalarını yapmaya pek hevesli değil son zamanlarda. Dinozor nokta birleştirme kitabını yapmak istiyor. Ben de fırsattan istifade ederek önce bu kitapların bitmesi gerek diyorum. Bakalım ne kadar sürecek.
17 Ocak 2012 Salı
bu sefer karda oynadık :)
Cumartesi yağan karda oynayamadık, daha çok yağsın diye bekledik. olmadı.
Ama dün akşamı kaçırmadık. Akşam yollar kapanmadan eve dönmeye çalıştık. Sitenin içi buz tutmuş ama bizim girmemizden hemen önce tuzlamışlar, neyse bir vukuat olmadan park edebildik arabamızı. Eve girip hemen kat kat lahana gibi giyindik. Eldivenler, şapkalar, atkılar tamam. Karda oynamaya hazırız :)))
Sitenin içinde her bir minik yokuşta kayma denemeleri yaptık. Sonradan naylonla kayanları gördük. Çınar, "anne biz de öyle yapalım daha kolay" dedi. evet öyle gerçekten. ;))
Tam bir kardan adam olduk. Çınar'ın yuvarlanmadığı bayır kalmadı. Basmadığımız, ayak izi bırakmadığımız kar bırakmadık. Ağaçları bile salladık, fazladan kar yağdırmak için.
Bulduğumuz her yere yattık. Koşup koşup düşme numaralarıyla yere yuvarlandık.
Kaydıraktan kaymayı da ihmal etmedik. ;)
Nerdeyse bütün siteyi dolaştık...
San ırım bir saatten fazla oynadık. Yanaklar kıpkırmızı olmuş :)))
Çok eğlendik. Biraz zor geldik hatta eve... Ertesi gün kar yağarsa yeniden çıkarız dedim. Ama bugün kar yağmadı. :( Yine de karın korkusundan evden dışarı da adımımızı atmadık....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)