20 Şubat 2012 Pazartesi

İrem'lerde oyun grubu

Ben yine yazamamışım ama İrem'lerde oyun günümüzü yapmıştık. Bir üçlüyü hiç sekmeden tamamladık.
 Meral güzel bir uçak resmi oluşturacak şablonlar hazırlamış. Kızlar pek bi marifetli ama Çınar pek oralı olmadı maalesef. Ege abisi ile oynama derdinde. Aklı fikri abilerde..
 Arabalarla, toplarla oynayıp abinin alanına girmeye çalışıyor.
 Bir sonraki aktivite ise tebeşirle kalıpların içleri boyanır ve akrilik ile üstünden geçildiğinde kalıplardaki şekiller belirir olacaktı. Bu da mr. Maker'dan alıntı. Ancak sanırım çeviride filan yanlışlık oldu. Tebeşir suda çözüldüğünden akrilik de suda çözüldüğünden istenilen sonuca ulaşamadık. Benim fikrim suda çözünmeyen bir malzeme olmalı alttaki. Mr. Maker mirekkep kullanmıştı üstte, ama onun da işe yarayacağını sanmıyorum.Yani daha önce yaptığımız gibi yağlı pastel ile şablon boyansaydı sonuca ulaşabilirdik.


 Kızlar kız kıza evcilik oynarken Çınar'ı yanlarında istemediler. Artık bir kız erkek gruplaşması oluşmaya başladı yaşları itibariyle. Çınar'a erkek oyun arkadaşları bulmalıyım acilen. Çınar da bu sırada stampalarla baskı yaptı.
 Sonra kızlar geldiler, onlar da baskılar yaptılar..
 Çınar jenga çubuklarıyla oyun kuruyor.
 Akrilikle baskı çalışmaları da fena olmadı. ;)
Giderayak oyun hamuruyla oynama isteği. Çınar dolma yapmış oyun hamurundan.;))

(Biraz daha fotoğraf için picasawebi ziyaret edin lütfen.)
Güzel bir gün daha geçirdik. Benim aklımda ne olduğunu anlayamadan tuttuğum atölye dalgın bir gün geçirdim sanırım. Umarım herşey hayırlı olur...

16 Şubat 2012 Perşembe

14 Şubat partimizde neler yapmışız?

 Sevgili Tuğçe'nin hazırladığı Sevgi günü partisini yazdığımı sanıyordum ama meğer yazmamışım. Kapıdan içeri girince kalplerle döşenmiş sevgi yolunda bulduk kendimizi öncelikle.. Minikler burada poz vermeyi ihmal etmediler. :))
Her yer sevgi temasına uygun faaliyet ve süslerle döşenmişti, Tuğçe'nin her zamanki inceliğiyle..
 Faaliyetlere doyamadık.. Birbiri ardına dört ya da beş farklı faaliyet yaptık.. Detayları artık hatırlayamıyorum maalesef.
Kısaca: Bir kollarını kocaman açmış oynar gözlü bir kalp insan.
Kızların arkadaşı Canay'ın getirdiği kalpli süslü bir kart çalışması.
Bizim önceki buluşmada yapmayı yetiştiremediğimiz makarnalarla süslenen kalp kartımız.
Kafaları miniklerin fotoğraflarından oluşan kalpli kucaklayan bir kart.
Parmak boyasıyla kalp şeklinde kağıtları boyamaca.
Detaylar için Ela ve Ece'mize yönlendiriyoruz sizi.


 Tuğçe'den sevgi günü temalı birbirinden güzel sofralar ve mamalar..
 Pastasız olur mu? olmaz tabi.. Minik aşklara pastası..
Kırmızı kalp şeklinde balonlarla oynamaca coşmaca...
Bir günü de doyasıya eğlence ile geçiriyoruz... Sevgililer gününüz kutlu olsun!!!!
Yolunuza sevgiden yoksun insanlar çıkmasın inşallah kuzucuklar :))

14 Şubat 2012 Salı

Sevgi(li)ler gününüz kutlu olsun :))

Sevgili Tuğçe yine çok güzel bir parti organize etti. Biz ona yaraşır bir şekilde hazırlanamamışız öyle ki fotoğraf makinemin pili ilk dakikada bitti. Eve gelince yaptıklarımızdan çektiğim fotolardan bir demet ile Sevgililer gününüzü kutlarız... Parti detayları fotoğraflar elime geçince :))

Çok güzel ve dopdolu bir gün için Ela ve Ece'mizin annesine teşekkürler :))

11 Şubat 2012 Cumartesi

oğlumun hediyesi yeniden çiçeklendi :)

 Oğlumun geçen senki anneler gününde hediye ettiği orkidem uzun bir aradan sonra tekrar çiçeklendi.
 Bugün ikinci gonca da açtı :))
 Sümbülüm mis gibi kokuyor balkonumda. Çınar çiçeğim için bir taş seçmiş getirmiş bahçeden.. dibine koyduk...
 Filizlenen soğanlarım...
Hayatımın en güzel çiçeği... sabah neşem... :))

10 Şubat 2012 Cuma

Bir minik bey misafirimiz :)

Yakışıklı adam Kuzey Ali.
 Kar yağıyor ve evde miskinlik zamanı.. Miskinliğimizi Mine ve Kuzey Ali'nin hoş ziyaretiyle üzerimizden atıyoruz. Çınar çok seviyor bebekleri, arkadaşları.. Çok mutlu oluyoruz onları gördüğümüze.. Kuzey çok büyümüş maşallah!!! Oynuyoruz, kitaplara bakıyoruz, etrafı inceliyoruz.. Ne kadar da çok şey var Çınar abisinin odasında. heryeri karıştırmak lazım şimdi.. Herşey çok renkli ve çok çok... Hepsini elime almalıyım, hatta belki de kemirmeliyim... Çınar, bebeklerin küçük şeyleri ağzına almasının tehlikeli olduğunu bildiğinden elinden çekmaye çalışıyor. Ama çocuklarda denge yok tabi ki.. Bazen sert olabiliyor. Neyse vukuatsız atlatıyoruz bu tür olayları. Bir gün önceden çok tembihli paylaşma konusunda...
 kuzey'le oynamak istiyor Çınar, ama çok yavaşsnız diyor bir yandan. Odasına koşmuş kendisi, Mine de oğluşunu yürütme denemelerinde-doğal olarak yavaşlar. Daha çok koşacak koşturacak ;))
 Toplarla oynamaya bayıldık...
Bir aile pozu ama Çınar olmadan olmuyor ;))

Kuzey, Çınar'a bir hediye alıştırma kitabı getirmiş. Kütüphane arayışımızı okuyunca bir de yatmadan önce okuması için bizde olmayan bir kitabı ödünç verdi. Biz bir kaç gün okuyup geri vereceğiz. Mamutlu Börek, İş bankası yayınlarından. Hemen aynı akşam okuduk tabi ki.. Mağara adamlarının çok tehlikeli olduğuna karar verdi Çınar.. ;)) Ama neyse ki yine de mamutu yakalayamadılar... Çok teşekkür ediyoruz.. Yine gelin, bekleriz....

kitap ayracı ve benim yakışıklı oğlum..

Bakmaya doyamadığım oğlumun hallerini paylaşmak için aslında herşey bahane...
Kış eğlenceleri çıkartma kitabını açıp mor fonlu kar tanesi çıkartmasını almış Çınar. Sonra da bunu nereye yapıştıracağım annae diyor. Hangi sayfadan çıkarttığını sorup, oradaki talimata göre yapıştırması gereken sayfayı buluyoruz. Çıkartmaların olduğu sayfaya gitmek, sonra tekrar yapıştırılacak sayfayı bulmak sorun oluyor. İşte böyle durumlarda kitap ayracı kullanırız diyerek, gösteriyorum Çınar'a. Hemen adapte oluyor. Böylece kitap ayracı ne için ve nasıl kullanılır öğrenmiş olduk.
Kitap ayracının olduğu yerden tutularak sayfa açılır.... ;)
 Minik parmakların yaptığı her işe bayılıyorum..


  Özenle çıkartmalar çıkarılmaya çalışılıyor..

9 Şubat 2012 Perşembe

Kuş çıkartmalarının bize yaptırdıkları..

Günlerdir Meraklı Minik dergisinin bir sayısından çıkmış kuş çıkartmalarıyla resim yapmak istiyor Çınar. Kuşları inceleyen dergiyi epeyce incelemiştik zamanında. Kuşları kondurmak için ağaçlar, ve bazılarını kondurmak için de sazlıkların olduğu göl yapmamız gerektiği konusunda anlaşmıştık. Ancak kaç gündür çalıştığımdan fırsat bulamamıştık. Bugün çok fırsatımız vardı sanki. ;)) Oyun grubu arkadaşları gittikten sonra hem yemek yeyip hem de kolajımızı yapmaya başladık.

 Önce gölün yerini işaretledik. Daha önce Avustralya kolajında yaptığımız gibi mavi pelur kağıtlarını yırtıp yapıştırdık. Bir gün önce aldığım böcek yapıştırmalarını yapıştırmaya hemen başladı Çınar. Böcekler ne yiyecekler. Tırtıllar yaprak ister, arılar çiçek ister derken. Yapmamız gerekenler belirginleşti. Tırtıklı makasla ağaç, yaprak, ot benzeri şeyler kestik yeşil kağıttan. Aslında pek de benzemiyorlar ama ben öyle görmeyi seviyorum. :)
 Gökyüzünü de aynı mavi pelur kağıdı ile kapladık. Ağaçların gövdelerini ve dallarını kahverengi ve siyah kalemlerle çizdik. Yeşil kalemlerle olabildiğince çok karalama yaparak birsürü ot çizdik. Hatta üç farklı tonda yeşil kalemle aynı anda çizmeye çalıştı Çınar. Onlar yetmedi sihirli kalemlerimiz girdi işin içine.. Kahverengi ve yeşil olan kalemle karalamalar yaparak istediğimiz yerlerini yeşil çimene dönüştürdük. Kahverengiler dal oldu..
 Net olabilseymiş iyi olacakmış ;)
 Dergiden çıkan çıkartmaların etrafında çok fazla beyaz alan var. Onları mümkün olduğunca kestim. Resmimize müdahele etmesin diye.. Sonra işin zevkli kısmı kuşları dallara kondurmaca, göle daldırıp balık avlatmaca, yerde dolaştırmaca- belki yılan onu yer diye-  belki de kuş yerdeki böcekleri yer diye..
 Uzun bacaklı kuşlar gölde dolaşıp, balık ve benzeri şeyler avlıyorlar.

 Arıların uçtuğu yere çiçeğimsi şeyler karalıyoruz..
 Çınar bir yandan ton balığını yiyor :)) Ben de balığı seviyorum kuşlar da diyor...
 Çok güzel oldu resmimiz.. Bakmaya doyamıyoruz...
 Çınar kuşların hikayelreini anlatıyor. Ve diğer hayvanların. Bir hikayeye göre yapıştırdı onları çünkü. En çok da kuşların balık yemelerini seviyor.. Bir ağaçta da bukalemunumuz var. Diliyle böcekleri nasıl yakaladığını anlatıyor Çınar..
 Bir yandan Meraklı Minik'in verdiği Yaz Ziyaretçisi Kuşlar kitabını bulup inceliyoruz. Kuşları doğru yerlere yerleştirdik mi diye bakıyoruz. Hangi kuş nerelerde dolaşırmış. Bu çıkartmalardaki bütün kuşlar var o kitapçıkta. Hem isimlerini de okuyoruz.. O kadar çok kuşu akılda tutmak biraz zor ama.. Bülbül olduğunu öğrendiğimiz çıkartmayı göle yapıştırarak yanlış yapmış olduğumuzu farkediyoruz. Onu alıp dala konduruyoruz.. Bu böyle devam ediyor...
 Resmiyle birlikte elini de çekmemi istiyor Çınar.
Elleriyle poz veren-daha doğrusu vermeyen Çınar.
 Çok sevdim ben bu olayı. Böcek çıkartmaları farklı kaynaktan olduğundan kuş kadar büyük böcekler ama olsun.. Sürreal de olabilir resmimiz, ya da böceklere olan tutkumuzu belirtmek üzere ekspresif bir tavırla da büyük yapmış olabiliriz. ;))

 İşte resmin son hali... Süper değil mii???

 Bu kadar resim yapmak yetmemiş Çınar'a. Suluboya da yapalım. Olur! Önce elleriyle baskı yaptı. Ben çay alıp gelinceye kadar (anlattığına göre) parmaklarını önce suya sonra da suluboyanın tüm boyalarına sürerek. Rengarenk izler yapmış. Çok güzel olmuş ama çekmemişim onu.(Bir ara çekerim.) Rengarenk ve bir sürü ahtapot yaptığını söylüyor. Daha önce el baskısından ahtapot yapmıştık(bir yıldan fazla oldu sanırım), duvarında asılı duruyor. Resmin içinde balık baskısı da vardı, benim bir kemer atığından çıkardığım bir şekilden. Ben onu bulmaya gittim.Bu arada Çınar da denizi ve dalgaları yapacaktı.Yukarda gördüğünüz üzere yapmış hemencecik. Baskı için kullandığımız ıvır zıvır kutusunu getirdim. O balığı bulamadık, ama daha güzel bir fikir geldi bir anda.. Kutudan çıkan bir plastik file balık ağı olacaktı.Serüven başlıyor!!!
 eeee.... karışık malzeme kullanmaya başladık. Daha da çeşitlendirelim. Balıkları da keçe niyetine bulaşık süngerinden yapalım. Pembe ve sarı keçelerden balık şekilleri kestik. Çınar birini keserken biraz kuyruğunu kesti ama olsun dedik. Diğerlerini ben kestim maalesef. Çınar da balıkları kendisi yapıştırıyor. Bir yandan da "ben bu kendim yapma işini çok sevdim anne" diye heyecanlı heyecanlı konuşuyor. Ben de fotoğraf çekmeye ara verip kameraya kaydediyorum.
 Balıkları denize dağıttık. Şimdi ağ atma zamanı..
 Çınar önce oyun gibi ağı atıyor, topluyor. Yapıştırmadan önce toplayabiliyordu ama artık toplayamıyor tabi.. Bu arada "Duyularımız" kitabındaki ağ toplayan balıkçılar sayfası aklıma geliyor. Üşenmiyoruz arıyoruz buluyoruz.
 Fileden ağımızı bantla yapıştırıyoruz. Üstten doğru..
 Çınar teknesinden ağı çekerek balıkları tutacak. Bir tekne çiziyorum başka bir kağıda Çınar boyuyor. Ama boyama işinin uzun sürmesini de sevmiyor bir yandan. Ama yine de boyuyor. Tekneyi yukarıya yapıştırıyoruz. Üzerine de Çınar'ın bir fotoğrafını keserek yapıştırıyoruz. İşte Çınar ağı topluyor!!!!
Çok güzel bir karışık malzeme, karışık teknik örneği ile daha öğrenme serüvenimize devam ediyoruz...Denizler, ormanlar, hayvanlar daha çok şey var öğrenecek.... Yaşasın!!!

Bu arada balık tutma olayında haberlerde izlediğimiz Hindistan'da tutulan bilmem kaç tonluk köpek balığının da payı var. Çınar o haberi izleyince köpek balığını tutmasınlar. Olamaz!!! diyerek ağlamaya başladı ben de o ağı denize atarak onu bırakacaklarını söylemek durumunda kaldım. ;)

Gece yatarken tabi ki Duyular kitabını okuyoruz. Minicik bir bebekken resimlerine çok severek baktığımız, hikayeler uydurduğum ve baka baka en çok eskittiğimiz kitabı... Son iki haftadır gece yatarken hiç okumadığımız bir kitap okuyalım diyor. Hiç okumadığımız kitap bulmak zor. Ben de geçen saydım yetmişi geçmiş, ne kadar çok kitabı var derken olmadı bu iş. Keşke ödünç kitap alabileceğimiz güzel bir çocuk kütüphanesi olsa. Yabancı bloglarda görüp özeniyorum sadece. Ya da burda da vardır da ben bilmiyorumdur. Öyle mi??