elişi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
elişi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ocak 2014 Perşembe

Cemal Süreya

en sevdiğim yazarlardan Cemal Süreya'nın çocuklar için hazırlanmış kitabı. Dergide yayınlanan yazılarından bir derleme. Önsözü de mutlaka ebeveynler tarafından okunmalı.. Çocukların iyi olan her kitabı okuyabileceğine dair güzel bir anlatım var. Biz her akşam bir kaç yazısını okuyoruz. Pek fazla resim yok, dolayısıyla Çınar'ın yaşındaki birçok çocuğa ilgi çekici gelmeyebilir. Neyse ki Çınar uzun yazılı kitapları seviyor.. Bu da aklıma bir diğer seriyi geitrdi. Bunu bir sonraki postta yayınlayayım. ufak bir ipucu çok sevdiğim yabancı yazarlardan Ursula K.leguin'in kitaplarından ;))


Masamız hep böyle dağınık mı olmak zorunda? Bir kaç akşamdır kelebek yapıyoruz. Farklı dokularla süsleyip koridora asıyoruz.. Bakalım ne kadar sürecek ;)



26 Mart 2013 Salı

Kuzey ve annesi atölyeye gelir..


 Şekilli zımbalarla renkli kağıtları deldik. Çiçekler çok güzel..
 Taş boyama da yaptık..
çok keyifli faaliyet saatleri geçirdik.. daha güzellerini de yaparız inşallah.. Kuzey de büyüyor Çınar abisine arkadaş olacak yakında.. ;)

27 Mart 2012 Salı

Atölye günlüğü 5

 Meraklı Minik dergisinin verdiği toprak tacını yaptık bugün atölyede. Ben kahvaltımı yaparken kestim parçalarını. Çınar da dilediği şekilde yapıştırdı.

 Tacı takmaktan pek hoşlanmadı ama bir poz verdi neyse ki..

Sonrasında derginin verdiği çıkartmalar için bir resim yaptı. Verdiğim bir mukavvaya şapkada olduğu gibi toprak, çimen ve gökyüzü boyamasını söyledim. Sonrasında da üstüne çıkartmaları yapıştıracaktı. Çimenleri boyadı, bulutları boyamadan çıkartmalrı yapıştırma olayına girişmiş. Bu süreçte yanında olmadığımdan müdahele de edemedim, fotoğraf da çekemedim. Sonunda bütün çıkartmaları resme yapıştırmıştı. Nerdeyse yanyana olacak şekilde. O mutluydu, ben de hem o mutlu olduğu için hem de kendi kendine başarma duygusunu yaşadığı için mutluydum..

Bu da atölyemden küçük bir köşe. En sevdiklerimden.. ;))

Atölyemin çay keyfine doyamaıyorum. Gelmek isteyenleri bekliyorum. Havalar da nispeten iyi gibi. Bir telefon edip gelebilirsiniz.. bekliyorum..

9 Şubat 2012 Perşembe

nihayet buluştuk :))

Çok uzuuun aralardan sonra nihayet oyun grubu arkadaşlarımızla görüştük... İrem'i uzun zamandır görmemiştik, Çınar bu uzun süre zarfında arkadaşlarıyla oyuncak paylaşmayı unutmuş gibi yaptı ilk başta. Önce sevinçten utanmalar sonra ne yaptığını bilmezlikler sergiledi maalesef. Ela ve Ece de gelince daha iyi kaynaştılar.

 
İlk aktivitemiz hazırladığım tuz hamuru ile kalıplarla şekil oluşturmaca, sonra da üzerine pullar çiçekler boncuklar yerleştirme. Üzerine açtığımız birer delik ile kuruduklarında "sevgililer günü" temasına hafiften dokunduran birer güzel kolye olacak. Çınar da anahtarlık yapacak, birini de Rüya ablasına hediye edecek.



Hamurun tarifi: 4 bardak un, 1 bardak tuz, 1 bardak su (Ben bu ölçünün dörtte birini kullandım sanırım.) Ayrıca minick bir gıda boyası damlası, biraz da sim.

İyice yoğurulup, poşette saklanabilir. Üzerine eriyen bişeyler yapıştırılmadığı sürece de fırında 150 derecede sertleşmesi için pişirilebilir.

 
Bir sonraki aktivite ise kalp şeklinde pencereler açıp, beyaz sprey boya ile boyadığım tuvalet kağıdı rulolarını süslemek. Ve pencerelere fotoğraflarımızı yapıştırmak.



 
pullarla ve simli yapıştırıcılarla süslendi. Simli yapıştırıcı bütün çocukların favorisi. Bir de kullanması bu kadar zor olmasa. Hem bastırıp hem resim yapmak zor. Çınar ise işin kolayını bulmuş. Fışırt diye bütün yapıştırıcı boca ediyor. :)) Bu süsleme olayından sonra Çınar'ın getirdiği kağıtlara simli yapıştırıcı ile yaptıkları serbest çalışmaları da ekleyeceğim.

 
Büyük ciddiyetle pullar, çiçekler yapıştırılıyor.

 
Annesi isimleri yazmayı ihmal etmemiş. Biz de kopya ettik hemen. ;))

İrem ve süsü. Bu süsleri üst yanlarından delip kurdela geçirerek biryerlere asmayı düşünmüştüm.
Ancak delmeyi beceremedim. Belki sonra tekrar deneriz.
 Parti olur da pastasız olur mu?
Çınar'ın isteği üzerine: isteği şöyle açmalıyım. Aralık'ta gittiğimiz Esra'nın doğumgününde çok aç kalmıştı ve ilk defa bir dilim pasta yemişti, hatta ikinci dilimi de yemiş. O pastayı hatırlatmak amacıyla "hani Esra'nın doğumgünündeki pasta varya ondan yapar mısın annecim?" Esra da onun arkadaşı ya... ;)) düğünü doğum günü olarak anımsaması da ayrıca hoş :))
Neyse Çınar'ın isteği üzerine sade bir pasta yapılmaya çalışılır. Pandispanya keki ve krem şanti ile ve çukulata parçacıkları ile. Kişisel olarak ben krem şantiden hiç hazzetmem o yüzden yapabildiğim en küçük pastayı yaptım. Partiden sonra artmasın diye. Hakikaten minyatür bir pasta oldu. Gerçi yine de durmadım aralara çikolatalı puding de koydum. Çok çok az bir krem şantiyle kapladım dışını. Ve renkli şekerlerle süsledik. Üzerine damla  çikolatalardan kalp şekli yapmayı da ihmal etmedim. (Gerçi fotoğraflamayı ihmal etmişim ama olsun.) Pasta tarifi de vermiş oldum kendimi kaptırıp... ;))

 Pasta olur da mum onlarca kez üflenmeden olur mu? Olmaz!!! Üfledik!! pek çok kez. Ama "iyi ki doğdun demedik" dedi İrem. :))
 Minicik ama üç katlı bir pasta :))
 Biraz da olsa pastadan yiyen Çınar :))

 Tatlıyı çok seven Ece pastadan sonra üç renkli pudinge geçti. En üstünü pembe yapmazsak olmaz. Valentines...


 Atıştırma sonraso odada kendi kendilerine oynayan miniklere kısa bir göz gezdirme.. Üçüncü aktiviteye zaman kalmadı maalesef. Oysa ben hazırlamak için gece çok uğraşmıştım ;)) Artık haftaya Tuğçe'lere götürücez..
 İrem Tuğçe'yi çekti.
 Ela ile poz vermek isteyenler sıraya geçsin. Dudağının kenarında çikolatası duruyor ;))
Ela'nın sol yanını paylaşamayan Çınar ve İrem. Çınar'ın sert erkeksi hareketleri sonucu arbede(!) Ah bu erkek çocuklar ve onlara dayatılan roller. Her ne kadar korumaya çalışsak bile Arabalar 2 gibi bir film ile şiddet dolu. Sonra Kungfu Panda ve savaşma halleri...  savaş!!!! Çınar'ın en çok sevdiği şeylerden biri maalesef.... Bakalım nasıl düzelteceğiz....

3 Şubat 2012 Cuma

uçan balıklarımız :)

 kağıt tabaktan nemo balığımız. Her zamanki gibi sadece resmini kopyalayıp sakladığım ve kaynağını bilemediğim faaliyetlerimizden ikisi. Tabağı suluboya, keçeli kalem, akrilik gibi boyalarla boyamayı denedik. Hepsinden biraz var, hangisi daha başarılı oldu hatırlamıyorum.  Turuncu kağıttan da yüzgeç ve kuyruk kesip yapıştırdık. Bir de oynar göz kondurduk nemo balığımız hazır. Misina ile bağladık kornişe ama sürekli banttan kurtuluyor misina ve düşüyorlar.
Nemonun altındaki de cd'den yaptığımız süslü balık. Cdnin üzerine pullar yapıştırdık. Mavi kağıttan yüzgeçler, kuyruk ve dudak. Çok sevimli bir kokoş balık oldu. Tek sorunumuz misinada tutamamak.
Benim  gibi resmine bakarak yapabilirsiniz umarım. Keyifle :))

1 Şubat 2012 Çarşamba

Avustralya kolajı

 Meraklı Minik dergimizle Avustralya kıtasını inceledikten sonra böyle bir kolaj yapmamız kaçınılmazdı. Dergiden çıkan fazla çıkartmaları Çınar yapıştırmaya başlayınca aklıma geliverdi, dergide de farklı bir kolaj önerisi vardı. Biz elimizdeki malzemelerle bunu tercih ettik. Önce büyük bir karton, sonra açık ve koyu mavi pelur kağıtları, yeşil dosya kağıdı, bir dergi, yapıştırıcı ve makaslar..
Pelur kağıdını uzun şeritler halinde koparmak hem çok kolay hem de eğlenceli. Kağıdı tek bir yönde yırtabiliyorsun o yüzden sorun olmuyor. Bu iş Çınar'ın görevi.
Adanın dış hattını çizdim. Etrafını deniz ve gökyüzü olmak üzere pelur kağıtlarıyla doldurduk. Bulutlar da normal beyaz peçeteden. Sonra adanın yeşiliklerini yapma zamanı. Yırttığımız kağıt parçaları iki tane ağaç, bir tepe, yollar.. Sonra çıkartmalar Çınar tarafından yapıştırılır istediği şekilde.. Ağaçların birine koala birine de kuş yapıştırır. Sanırım Avustralya'da yaşayan kookaburra kuşu :))

 Balık tutmak için deniz kıyısına giden yerliler. Ve denizden başını çıkaran bir köpek balığı.. Çünkü orası okyanus!!!

Sonuçtan memnun Çınar :))

Bu sefer resmini salona asmak istedi ama... ;)

12 Ocak 2012 Perşembe

mandal uçak


Nerden bilmem, bir zamanlar bir yerde görüp kaydetmiştim bilgisayarıma bir örneğini. Dün Çınar Kungfu Panda'yı ararken bilgisayarda uçağı görünce yapmak istedi."Anne biz de bundan yapalım mı?" aynı cümle aynı nameyle dökülür her zaman. ;) Anne kıyamaz sevgili oğluna... Mandalı ve dondurma çubuklarını boyarsa yapabileceğimizi söyledim. Hepsini ayrı ayrı boyadık. Kuruması için bekledik.. Sonra silikon tabancasıyla yapıştırdım. Akşamdan sabaha da silikonun kuruması beklendi. Aslında çok matah bişey olmasa da çok sevdi Çınar uçağını. :))

Sonbahar bahçemiz :)

 Sonbaharda da boş durmadık demiştim. İşte bu sonbahar bahçemiz. Kısaca özet geçiyorum nasıl yaptığımıza dair. Önce uygun bir karton kutu, ambalaj atığı vs. bulunur. 3 kenarı çevirili, bir kenarı açık bir ambalaj kartonu karşımıza çıkıvermişti, hemen değerlendirdik. Sarı ve turuncu muffin(küçük kek) kağıtları minik minik kesilir ya da yırtılır. Çınar kesmeyi çok sevdiğinden kesmeyi tercih etti. Ayrıca elimizin altındaki turuncu, açık yeşik ve hatta pembe pipetler de Çınar tarafından aynen minik minik kesilir. Delikli zımba(delgeç) ile çeşitli kağıtlar zımbalanır. Tüm bu sonbahar renklerindeki kırpıklar bahçemiz olacak kartona bolca beyaz tutkal sürüldükten sonra uçuşan yapraklar misali dökülür...
Bu arada kartondan kuru ağaç formunda gövde kesilir.Şekli pek de önemli değildir, nasılsa kuru ağaçtır en nihayetinde ve üzerine kırpık yapraklar yapıştırılacaktır. Ağaçların ayakta durabilmesi için bir yönden pipetle desteklenir.
En son kurumuş yapraklar da Çınar'ın elinde buruşturulmak suretiyle parça pinçik dökülür bahçeye...


 Rüzgardan eğilmiş bükülmüş ağaçlar :))

Anne de farklı şekiller de yaprak formları keser muffin kağıtlarından ve bahçenin dış duvarları süslenir.. Aylarca seyeredilecek bir sonbahar bahçesi oluşturulmuştur...

Anne bu bahçeyi yaparken fotoğraflarını çekememiştir ama artık fotoğraf çekerek arşivlemek ve Çınar'a çaktırmadan atma zamanı gelmiştir. ;) Aman Çınar duymasın.. Kış kapıya dayandığına göre kış bahçesi yapmanın zamanı gelmiştir artık nasıl olsa... :))

11 Ocak 2012 Çarşamba

kozalaktan minyatür çam ağaçlarımız :)

 Yılbaşı öncesi vakit doldurmaca el oyalamaca bahanesiyle el göz koordinasyonu geliştirmece...
Minik pompomlarımızla büyük kozalaklarımızı süsleyerek birer minyatür yılbaşı ağacı yapmış olduk.

 Çınar bütün pompomları aynı kozalağın aralarına doldurmaya çalıştı.



Bir sonraki eğlencemiz ise geceden koni şeklinde kağıtlardan hazırladığım minyatür ağaçları pullarla ve simlerle süslemece. Hepimize birer ağaç. Açık yeşil babanın, koyu yeşil annenin, gözlü olan yeşil ise Çınar'ın. Ağacın gözü olur mu dediysem de iki tane göz yapıştırmaktan vazgeçmedi Çınar. ;))

Bu sene yapabildiğimiz nadir yeni yıl aktivitelerinden ikisi bunlar...
(Yapıldığı tarih ise 18 Aralık 2011..)