22 Ekim 2013 Salı

ne çok şey geçip gidiyor...

ne çok şey geçip gidiyor.. aslında hayat ellerimizin arasından kayıp gidiyor.. ya da belki hiç ellerimizin arasında değildi... blog tutmayı dönüp bakabilmeyi seviyorum ancak son yıllarda geriye dönkük fotoğrafları yüklemeye çalışmaktan hiç günü yakalayamadım.. böyle olunca da nereden başlayacağını ne yapacağını bilemez oluyor insan... zamanı yetiremiyorum.. bilgisayar başına geçince de saatler su gibi akıyor.. çektiğimiz fotoğrafları bilgisayara yüklemek, onlara bakmak bile ne çok zaman alıyor... dolayısıyla onları bloglamak daha fazlası... neyse... ben zamanı kovalamaya durayım... bir yerlerden yeniden dönüş yapayım istiyorum..

işte atölyede zamanı kovaladığım anlardan karmakarışık bir masaüstü...
 
 
Ancak bir deneme baskısı alabildiğim ve koşturarak Çınar'ı okulundan almaya gittiğim tadına doyulmaz bir kare... ben şimdiden çok sevdim..


Okul bahçesinde Çınar arkadaşlarıyla oynarken ben ağaçların peşindeyim.. Her gördüğümüz ağaca sıkıca sarılmalıyız artık.. bir bir değil hatta yüzlercesini aynı anda yok ediyorlar maalesef :(

19 Ekim 2013 Cumartesi

nar sevdası

 baba oğul sabah keyfi...
 Nar topluyoruz...













Ekim'de denize de girdi Çınar...

17 Ekim 2013 Perşembe

Teyzemlerde bayram sofrası


 Teyzemin güveç mangalda et kavurması.. yanında Rüya ile yaptığımız içli köfte...

 Bayram sofrasına oturmayan Çınar...Dübellerle resim yapar halı üzerinde..
 Issız ada ve güneş...


Teyzeyle bütün oyunlar çok keyifli...

15 Ekim 2013 Salı

Bayramda Altınoluk

Çınar bayram tatiline bizden önce başladı. Dayısıyla çıktı yola, biz iki gün sonra katıldık onlara..

Yazdan sözü vardı, kışın mandalinaları ve narları toplayacaktı.. Dedeyle iş başında..



Dayılarla bot keyfi... ne balıklar tutuldu.. hepimizi doyurdular..