oyun grubu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
oyun grubu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Ocak 2014 Perşembe

Çınar'ın resme ilgisi ve yeteneği??


Facebookta bir paylaşımda gördüğüm linki burada yayınlamak istiyorum.
Yazıda adı geçen reggio öğretisini merak ettim ve ilk karşılaştığım metin/şiir tam da hislerimi ifade ettiğinden kaybetmemek üzere bloga eklemek istedim.

The Hundred Languages

No way. The hundred is there.
The child
is made of one hundred.
The child has
a hundred languages
a hundred hands
a hundred thoughts
a hundred ways of thinking
of playing, of speaking.
A hundred always a hundred
ways of listening
of marveling, of loving
a hundred joys
for singing and understanding
a hundred worlds
to discover
a hundred worlds
to invent
a hundred worlds
to dream.
The child has
a hundred languages
(and a hundred hundred hundred more)
but they steal ninety-nine.
The school and the culture
separate the head from the body.
They tell the child:
to think without hands
to do without head
to listen and not to speak
to understand without joy
to love and to marvel
only at Easter and at Christmas.
They tell the child:
to discover the world already there
and of the hundred
they steal ninety-nine.
They tell the child:
that work and play
reality and fantasy
science and imagination
sky and earth
reason and dream
are things
that do not belong together.
And thus they tell the child
that the hundred is not there.
The child says:
No way. The hundred is there.
-Loris Malaguzzi (translated by Lella Gandini)
Founder of the Reggio Emilia Approach


Bu yazıları okumak ve yayınlamak beni aşağıda yazdığım açıklamalara ve sonuca getirdi :)

Çınar'ın resme yeteneği var mı? Anne ressam olunca ilk soru bu oluyor nedense.. bense bunu hiç cevaplayamıyorum. Çünkü resim yapmak bana göre birşeyleri yapıp yapamamanın kıstası değil.. Bir şeyleri resim yapma eylemi ile ifade etmek istiyorsa ne âlâ... değilse de amenna...

Ama soru Çınar'ın resme ilgisi var mı? olursa evet var. hem de çok. her zaman nasıl bakması gerektiğini bilen ve gören bir çocuk oldu; görsel hafızasını ona göre şekillendirmeye çalıştım çünkü. 

benim düşüncem ve amacım:
 çocuklara nasıl bakması gerektiğini göstermek. rahatça her istediğini yapabilmesini sağlamak üzere onları malzemelerle tanıştırmak.. başka insanların "ressamların" özellikle sanat tarihine geçmiş resimlerini görsel hafızalarına yerleştirmek... ileride görsel sanatların içinde olmasa bile iyi bir izleyicisi olmasını sağlamak. 

Bu kaygılardan hareketle kendi atölyemde her yaştan çocuğa özel ders vermeyi planlıyorum. İlk dersimiz 18 Ocak Cumartesi günü başlıyor. :) Bilgi ve kayıt için lütfen email ile bana ulaşın. aslihankaplan@gmail.com

28 Aralık 2013 Cumartesi

emektar oyun grubumuzla yılbaşı partisi :)

Egemen'imizin annesi sevgili Bahar'ın davetiyle yeniyıl partimiz çok keyifli ve renkli geçti. 

büyümüş oyun grubu arkadaşları satranç bile oynadılar ;)

 Bahar'ın hazırladığı kocaman ağaç boyamasını yaptılar. Sonlarına doğsu hızımızı alamayıp anneler olarak biz de katkıda bulunduk..çok sevimli detaylar vardı..

İkizlerimiz Ela ve Ece'nin annesi Tuğçe ile güzel bir an.. Arka fonda Egemen'in halası arkadaşım Esin'in Velazquez kopyası ;) Bahar'ın renkli sofrası... süper bir kare olmuş bu fotoğraf her açıdan. benim için çok anlamlı...

ilk buluşanlar olarak Çınar ve Egemen'in legolarla birbirlerine alışma süreci... Ara fazla uzayınca unutuyor çocuklar birbirlerini.. Artık fazla uzatmayız umarım, hem yolumuz yakınlaşmış dağlar taşlar site dolunca ;)
Çok güzel bir gün geçirdik. en kısa zamanda tekrarını yapabilmek dileğiyle.. herkese iyi yıllar!!

1 Şubat 2013 Cuma

Sömetrede oyungrubu buluşması..

İrem arkadaşımız bu yıl şehir dışına taşındığından buluşmalarımız mümkün olmuyor.. Tatilde İstanbul'u ziyarete gelmelerini fırsat bilip buluştuk.. Çocuklar birbirlerini özlemişler.. Çok oynadılar... Üzerine bir de kurabiye yapma faaliyeti hazırlamış Tuğçe..




Önce hazırladılar. sonra da afiyetle yediler... Üç boyutlu film izlerken hem de... :))
Çınar'ın piyano denemeleri.. Biz de alacaktık piyano kitabından ama henüz alamadık..(Bu kaydı iki ay sonra hazırlamış olmama rağmen..)
Tekrar buluşmak üzere...

29 Aralık 2012 Cumartesi

Yılbaşı partisi - 1

Yeni yılı kutlamaya Çınar'ın arkadaşlarıyla yaptığımız partiyle başladık. Epey hazırlandık, süsledik evimizi..
 Annelere havlu ve sabunlardan oluşan geyik paketleri hediyemiz..
 Çocuklara minik hediyeler, paketleri ve etiketleri evde hazırlanmış olarak..
 Çınar arkadaşlarını beklerken yılbaşı ağacımızda kendi yaptığımız süslerle..
 Masamız ve etrafında toplanan dostlarımız çok güzel.. Maalesef davetlilerimizin hepsi katılamadı ama biz çok eğlendik.. Çınar ve Egemen poz vermeyen kaprisli erkeklerimiz ;)
 Satranç mı oynasak?
 Güzellikler... maşallah size...
 En iyisi biraz şeker yalayalım ;))


 Yılbaşı partisi pastasız olmaz..
 Bir poz da hep beraber istiyoruz ama erkeklerimiz pek oralı değil...
Güzel keyifli ve sağlıklı bir yıl olsun 2013!!

13 Eylül 2012 Perşembe

Oyun grubumuzla son buluşmamız mı ne?

Oyun grubu arkadaşımız İrem ve ailesi İstanbul'dan taşınıyormuş. Gitmeden önce bir buluşma ayarlamak istedik. Çok kısa sürede haberdar olduğumuzdan küçük bir "angry birds" partisi yapmak istedim. Ama bir günde istediğim herşeyi hazırlayamadım tabi. Yine de epey renkli bir parti ortamı hazırlamayı başardım sanırım.

 Abiler de gelince Çınar mest oldu :)) Çınar'ın tatile rastlayan doğumgününü kutlayamamıştık beraber. Kızlar da kapıdan içeri girmeden Çınar'a hediyeler tutuşturdular. ;) Abiler şaşırdı Çınar'ın doğumgünü mü dedi. "Değil ama şakacıktan" dedik. Geçmiş doğumgünü partisi.. ;))
 Angry birds figürlerini şeker hamurundan yapacaktım aslında ve hatta oynanabilen bir pasta yapmayı düşünüyordum şurdaki gibi. Ama zaman yetmediğinden kağıtlarla idare ediverdik.

 Süpriz olarak pastanın keki dört renkliydi. :))

 Yiyeceklerin hepsini ben hazırladım ama maalesef Ege paşaya yaranamadım. Böreğin peynirindeki maydanoza, mini pizzaların üstündeki domatese ve kakaolu pastaya tilt oldu Ege. Aslında hiç bişey seçtiklerini görmemiştim bugüne kadar. Zamanla herşey değişiyor demek.. Üzgünüm Ege'cim. Bir daha ki sefere telafi ederim umarım.
 Kızlarla resim yaptık. Çınar abileriyle hırsız polis oynamayı tercih etti. Abiler de bunca silah oyuncağını görünce dayanamadı tabi. Zamanla bizdeki bu hırsız polis hevesi geçer umarım.  Resim çalışmamız kolaj ve karışık teknik üzerine. Pastel boya ile figürler yaptık. Gemimizi ve balıklarımızı peçeteden kesip yapıştırdık. Sonrasında da suluboyayla masmavi boyadık. Çok keyifli bir çalışma oldu ve güzel bir sonuç çıktı.

 Ciddiyetle resim yapan kızlar.
 Coşkuyla savaşçılık oynayan erkekler.
 Son toplu pozumuz ancak böyle olabildi. Hepsini yanyana oturtmayı başaramadık. Çünkü onlar artık kendi istekleri olan bireyler :))


 Nice yaşlara güzel kuzum hatta artık aslanım!!!  Herşey gönlünce olsun. Hep mutlu ol, çevren dostlarla dolu olsun.....


Okullar da başladı bir daha ne zaman görüşürüz kısmet....

1 Mayıs 2012 Salı

Egemen'lerdeyiz..

Bahar'ın daveti üzerine güzel bir tatil günü Egemenlerde buluştuk. Çınar çok heyecanlıydı. Az sayıdaki erkek arkadaşlarından biri Egemen. Bu yüzden çok önemli! Onunla savaş oyunları oynayabilirmiş. Giderken de su tabancası almamızı istedi. Tedirgin olsam da kıramadım. Hırsız polis, iyi kötü adam kovalamaca yakalamaca oynadılar. Balkondan dışarı doğru su tabacalarını sıktılar, en uzağa doğru...

Oyun hamurları ve aletleriyle oynadılar. Pastalar, kurabiyeler, dondurmalar, hamburger, patates kızartması gibi bir sürü abur cubur yaptılar. :) Elefun ile kelebek yakalamaca oynadılar. Çok sevdiler kelebek yakalamayı epeyce sürdürdüler. Bahar'ın önderliğinde "yağ satarım bal satarım" söylerek mendil kapmaca da oynadılar. Çok çok eğlenceli ve keyifli bir gün oldu. Çok teşekkürler Bahar'cım. Tekrar görüşmek üzere :)
Daha anlatacak çok şey vardı muhtemelen ama üzerinden zaman geçince bir kaç cümle aktarılabiliyor sadece sanırım.. İki buçuk hafta sonra yazsam da gerçek tarihinde yayınlamayı tercih ediyorum.. ;))
Sevgiyle kalın...



6 Nisan 2012 Cuma

Atölyede oyun günü

 Oyun grubu arkadaşlarımızı atölyede ağırladık. Önce İrem geldi. Çınar'la tahtaya yanardağ resmi yapmışlar. Çınar'ın yanardağı sağdaki. Kendininki çok benziyormuş gibi yanardağa, İrem'inkinin yanardağ olmadığını söyledi durdu. ;) Herkesin imgelemi farklı oysa. Gel de anlat bunu çocuğa :))
 Sonra biraz zıp zıp kurbağa oynadılar kendilerince.
 Ela ve Ece gelene kadar baloncuk üfleyip patlatmaca oynadılar, balkonda. Ela ve Ece de katıldı onlara gelir gelmez..
 Beraber çok eğlendiler, üfleyip patlatırken. Yakalamaya çalışırken..

 Daha sonra Çınar'ın odasında hoplamaca, zıplamaca oynadılar. Kıkır kıkır gülerek..
 Biraz oyuna doyup, mamalardan pek de yemeyip sütlerini içtikten sonra faaliyetimize geçtik. Köpük tabaklardan çıkarttığım kalıba desen çizdiler kalemlerle. Herkes istediği gibi. Delikler, çukurlar oluşturdu.




 Baskı kalıplarımız hazır olunca suluboya ile boyadık.

 Üstüne kağıt bastırıp, baskımızı oluşturduk.

 Sonuçlar çok güzeldi. İlk baskıresimlerini yapmış oldu minik ressamlar.
 Eserler kurumaya bırakılır.
 Yakından bir bakış..

 Daha sonra şeffaf sabun ve kürdanlarla heykel çalışması yaptık. Heykel yapma konusunda da epey başarılıydılar. Bir de baloncuklarla boya denememiz olacaktı ama beceremedik şimdilik. Daha sonra tekrar deneyeceğiz..

 Rengarenk heykel denemeleri çok hoşbir ortam oluşturdu.

 Serbest resim çalışması. Çınar çabucak yapıp kalkmış .Parmaklarını boyalara batırıp parmak boya yapmış. Kızlar kimi figüratif kimi soyut kompozisyonlarını tamamladılar.


 Yine yeniden baloncuk üflemece..
 öyle çok eğlendiler ve mutlu oldular ki, daha sık tekrarlamak gerek. Ancak belki de bir süre mümkün olmayacak tekrar buluşmamız. Araya yaz da girince.. Çınar'a arkadaş, özellikle de erkek arkadaş ortamları yaratmam gerekiyor. Bakalım ne yapacağım...


 Tuğçe Ege'yi derse götürmek için ayrılıp kızları bırakınca oyun saati uzadı. Ve çocuklar bir arada kendileri oyun kurup oynadılar dilediklerince.
 Minderleri yerlere koyup havuz ve köpek kulübesi yapmışlar. Oyun kurduklarında odada olmamımızı da istemediler. İçerden dinlemekle yetindik. Fotoğraf çekmeye gidince bile "lütfen gider misiniz" cümleleriyle karşılaştık.

Gece olmuş uyuyorlar. Kızlar ayrı Çınar ayrı evde.. Bolca oynayıp, eğlendikleri için çok mutlu oldum.  Bir günü daha böylece bitirdik. Sonrasında Rüya ablası ve Oğuz dayısı da geldiğinden haftasonu süperdi.